Anılarımız, yakın zamanlı deneyimlerimiz ve geleceğe yönelik hayallerimiz yaşam öykümüzü oluşturan bileşenlerdir. Bu öyküler aracılığıyla kim olduğumuzu anlamlandırmaya çalışır ve bir benlik kurgusu oluştururuz. Fakat yaşam öykümüzü oluşturan bu öykü parçalarından bazıları olumsuz bir biçimde algılanıp yorumlanabilir veya kişi bunları anlamlandırmakta, ifade etmekte birtakım zorluklar yaşayabilir. Olumsuz anıların veya öykülerin baskın hale geldiği koşulda kişi kendisini yetersiz bir birey olarak algılamaya başlayabilir. Bu noktada dışsallaştırma ve yeniden öykülendirme gibi öyküsel terapi yöntemleri ile yaşam öykülerinin kişi için daha işlevli bir hale getirilmesi hedeflenir.